2006-2007 yılları arasında eve gelen pazarlamacı kadınla adamı hiç unutmam. Bu pazarlamacı kadınla adam, öğrenci ailelerini arayıp müsait olup olmadıklarını soruyorlar ve akabinde ziyarete geliyorlar, sonrasında da ellerindeki kaynakları satmaya çalışıyorlar. Bizi nereden bulduklarını anlayamadım ancak öğrendiğim kadarıyla bir kaç arkadaşımın evini de ziyaret etmişlerdi. (onlara da bir şeyler satmışlar, belli ki işlerini iyi yapıyorlardı) 😀
Önce “ne olmak istiyorsun, gelecek planın nedir?” gibi sorular soruyorlar.
İki çocuk olduğumuzdan dolayı haliyle bana da sormuş bulundular.
Tabi o zamanlar küçüktüm, ne hedefinden bahsediyorsun ‘be adam’ diyemedim 🙂
Her neyse, siyah laptop çantasına benzer bir çanta vardı ve ağzına kadar kitaplarla doluydu. Bizde belli bir ücret mukabilinde almış olduk.
Bu çantada; ingilizce öğrenme seti ve ansiklopediler bulunuyordu.
Tahmin edeceğiniz üzere o zamanlar internette bilgi bulmak günümüzdeki kadar yaygın değildi. Doğal olarak aileler, çocuklarının geleceği için bu ve buna benzer kaynakları alma gereği duyuyordu.
Evet aileler için oldukça masumane gözüküyor ancak o zamanın ekonomik şartlarıyla bu insanların ne kadar bir meblağ istediklerini hatırlamıyorum.
Ansiklopedi Okuyan Kaldı mı?
O zamanlar evde internetimiz yoktu. Bu ansiklopedilerden, şu meşhur proje ve performans ödevlerini yapmak için yararlandığım olmuştu. Şimdi ise odada bakışıyoruz. 🙂 Günümüz teknolojisinin ne kadar ilerlediğini ve avucumuz kadar telefonlardan dünyaya açılan kapıya baktığımızı daha rahat görüyorum.
Sizin de evinizde hala ansiklopediler var mı?
Varsa ihtiyaç duyuyor musunuz?
O zamanları hatırlıyorum ben de, belki de bilgiye ulaşmanın en kolay yoluydu o zamanlar ansiklopediler, hayvanlarla ilgili olanları bile vardı, hala da saklarım çocukluğumdan bir anı olarak… Maalesef okuduğumu söyleyemem. 🙂
Ahmet Bey değerli yorumunuz için teşekkür ederim. 🙂
küçükken o kocaman kitapları okumanın insan hayatının çoğunu alacağını düşünürdüm. Merakımı bunu düşünmek yerine okumaya adasaydım çok daha güzel şeyler olurdu :)) Gerçi bir iki aydır aklımda canlı tutmama rağmen fırsat bulamadığımı itiraf etmeliyim… Yazınızla karşılaşınca artık zamanı geldi diye düşünüyorum :))
Bu aralar bende okuyamıyorum, biraz tembel, biraz üşengecim herhalde 😀
Benim çocukluğumun vazgeçilmezi. Ama sonra internet çıktı mertlik bozuldu.
Bu arada mail abonelik butonu eklersen daha rahat takip edebiliriz 🙂
Beyda hanım değerli yorumunuz için teşekkür ederim, İlgili abonelik kutusu eklenmiştir.
Selamlar Nazmi,
Babam, Türkiye Gazetesi okurdu. Gazetenin verdiği Yeni Rehber Ansiklopedisi, günün şartlarında benim kutsal bilgi kaynağımdı. Birçok şeyi o ansiklopedilerden öğrendim.
Bence, ansiklopediler dönemlerinin biner harikasıydılar. Aramızdan ayrılmaları üzücü oldu.
Hoşgeldiniz, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Evet, o zamanlarda ulaşabileceğimiz en iyi kaynaklardı.